Çalışan bağlılığı ve çalışan sağlığı
25 Mart 2020
Self motivasyon kültürün bir parçası olabilir mi?
25 Mart 2020
Çalışan bağlılığı ve çalışan sağlığı
25 Mart 2020
Self motivasyon kültürün bir parçası olabilir mi?
25 Mart 2020
Hepsini göster

Kodlar!

Eskiden kreatif ekiplerin kim oldukları belliydi. Çalıştığımız şirketlerin kurumsal iletişim departmanlarında, kreatif işler yapılırdı. Çalıştığımız ajanslardan gelen insanlar kreatifler denilen insan türüne uyumlu olurdu. Daha rahat görünürlerdi ve bu da onların kreatifliklerinden ileri gelirdi.

Onlar rahat oldukları için mi kreatif ekip oldu?

Kreatif ekip oldukları için mi rahatlardı?

Özellikle çok kurumsal şirketlerde bizler, topuklu ayakkabılarımızın, kravatların, ceketlerin içine sığmaya çalışırken onların bu kreatif rahatlığını beğenirdik.

Birgün bir şirketin kendi içindeki tasarım ekibiyle tanıştım. Havalanma molası verilen güzel terasta, toplantı yaptığım yönetici “arkadaşlar da bizim grafik departmanımızda çalışıyorlar” diye giriş yaptı. Çok şaşırdım, onlar da beyaz yakalılar gibi giyinmişlerdi. Bu şaşkınlığımı espri yoluyla paylaştığımda anlaşıldı ki, zaten bu onların en büyük problemi!

Onlar bu kocaman kurumsal şirketin giysi kodu kurbanlarıymış meğerJ

Tüm dünyada eğer çok önemli ve kod gerektiren bir durum yoksa, herkes bir parça rahat giyinirken, bu şirkette rahat giyinmesi neredeyse işinin gereği olanlar bile kod engeline takılıyorlar.

Çünkü şirketin kurumsal duruşu çok önemli.

Şirketin kurumsal duruşu lacivert takım elbiseli, kravatlı ve topuklu.

Topuklu ayakkabı giyenler kadınJ

Yeni nesil kodlarla savaşıyor!
İlgi çekici bir ara başlık olsun diye böyle yazdım ama tamamı savaşmıyor. Tamamı savaşmaya karar verdiğinde kodlar ortadan kalkacak. Bir bölümü, hayal ettiği iyi şirketlerin ve iyi pozisyonların gerektirdiklerini aynen uyguluyorlar. “Başarının kostümü” onları memnun ediyor. Bunca zaman okudular, iş buldular ve bu işin kostümü onların başarısının bir sembolü.

Jenerasyonlarının tipik örnekleri ise, biçimde değil içerikle ilgilenilmesini bekliyorlar. Bir işi yapmanın farklı yolları olabileceğini biliyorlar ve bu yolları bulmakta özgür kalmak istiyorlar. Özgür kaldıkları zaman performansları yükseliyor. Topuklu ayakkabı olmadan daha hızlı yürüyorlar çünkü.

  • Bu arada Japon kadınlarının topuklu ayakkabıya hayır hareketine de destek vererek, eylemlerinin hashtagini konuya ekleyelim. . #KuToo / Kutsuu Japoncada acı anlamına geliyor.-

Özetle…

  • Bir kadının sabahtan akşama kadar topuklu ayakkabı giymesi onun tercihi olabilir, zorunluluğu olamaz. Bu bir zorunluluk olursa bünyesi buna görünen ve görünmeyen tepkiler verir.
  • Kreatif işlerin tanımı çoktan değişti. Artık insanlar yaptıkları iş ne olursa olsun, onun içine bir parça yaratıcılık kattıkları zaman başarılı oluyorlar. Eski formüllere yeni elementler eklenerek iş verimlilikleri artıyor. İşin verimliliğine odaklanmak varken kodlarla uğraşmak niye? Bırakın herkes kreatif olsun, herkes kreatif gibi giyinsin.
  • Özellikle satış ekipleri için çok üzülüyorum. Onlar hem sahadalar hem de kodlarla çevrili haldeler. Çünkü kurumu temsil ediyorlar. Kurumu temsil eden insanların, daha mutlu, daha rahat, çözüm odaklı, işine odaklı insanlar olması daha iyi değil mi?
  • Agile çalışma metotları niye bu kadar revaçta sanıyorsunuz? Çünkü hızlı balık olabilmek için agile olmak gerekiyor. Yıkılmaz duvarların, sarsılmaz kuralların dönemi geçti. Agility bir bilgi işlem prosesi değil bir insan kaynağı yönetimi meselesi olarak ele alınmalıdır ve kurumsal hayatın her alanına yansımalıdır.
  • Sosyal yönü yüksek yöneticiler çoktan değişti. Bir insan kendisine sosyal olarak ne kadar olumlu yükleme yaparsa o kadar rahatlıyor. Öğrenmenin durmaması gerek. Dün böyleydi ama şimdi değişti diyen ve oyuna devam edenler daha başarılı ve kesinlikle daha mutlu.

İş yaşamında mutlu olmayı başaranlardan mısınız?

Işık Şerifsoy