EN DEĞERLİ KAYNAĞIMIZ
24 Ağustos 2015
İŞİNİZDE BAŞARININ SIRRI
23 Haziran 2016
EN DEĞERLİ KAYNAĞIMIZ
24 Ağustos 2015
İŞİNİZDE BAŞARININ SIRRI
23 Haziran 2016
Hepsini göster

KURUMSALLAŞSAK MI, KURUMSALLAŞMASAK MI?

Görüştüğümüz birçok firma sahibi, çalışanlarının yaptığı işleri kendisinin istediği gibi yapmamasından, yapılan işlerin her defasında farklı sonuçlar üretmesinden ve hatta elemana bağımlı iş yapıyor olmanın sıkıntılarından bahsediyor. Akabinde de “ bir an önce kurumsallaşmamız lazım” diyorlar. Peki nedir bu “kurumsallaşma”?

Kurumsallaşmada asıl olan bir kurumun faaliyetlerini sürdürmesinde, çalışanların kişisel yöntemlerine bağımlı olmadan, kurumun kendi yöntemlerini üretmesi ve çalışanların kurumdan ayrılması durumunda dahi işlerin aksamadan yürümesi için ilgili yapı ve süreçlerin oluşturulmasıdır.

Bir başka ifadeyle, kurumsallaşma bir işletmenin faaliyetlerinin bireylerin varlığına bağlı olmadan sürdürülebilmesi ve geliştirilebilmesi için gerekli yapının kurulmasıdır.

İşletmelerin kuruluş aşamasında hem dünyada hem de Türkiye’deki kurumlarda daha çok patrona bağlı, onun onayından geçen süreçlerle işleyen bir yapı mevcuttur. Zamanla bu kurumlar büyüyerek orta ya da büyük boy işletme konumuna erişirler. Ancak, büyüdükçe ortaya çıkan sorunlara çözüm bulmada bazen patronlar yetersiz kalabilir ya da takibine yetişemeyebilir. Hatta bu duruma gelince önce profesyoneller işe alınarak günü kurtarmaya yönelik çözümler üretilmeye başlanılır; ancak belirli bir zaman içerisinde işe alınan profesyoneller de diğer elemanlar gibi sadece kendisine söylenilenleri yapar konuma erişirler. Bunun adı yangınla savaşmadır ve gerçek çözüm değildir. Tüm bu yaşanılanların en temel nedeni, kurumsallaşma yönünde sistem kurulmamış olması ve kurumun kendi deneyimlerinden yola çıkarak faaliyetleri sistematize etmemiş olmasındandır.

Kurumsallaşmanın temel amacı, mevcut elemanlardan bir kısmının bulunmadığı durumlarda da firmanın faaliyetlerini aksatmadan yürütebilmesi ve geliştirebilmesi ve işe yeni alınan bireylerin faaliyetlerin nasıl yapıldığını firmanın oluşturduğu sistemin içerisinde öğrenebilmesidir. Aynı zamanda, belki de en önemlisi firmanın sahipleri işin başında olmadan da işlerin tıkır tıkır yürümesidir.

Öncelikle, kurumsallaşma sıradan bir uğraş veya görev olmayıp, işletmenin devamlılığını sağlayabilmek için yapılması zorunlu olan bir düzenlemedir. Kurumsallaşmanın nasıl yapılacağına ilişkin çeşitli metotlar bulunmakta olup, hangi metot izlenirse izlensin üst yönetimden başlayarak bütün çalışanları gönüllü bir şekilde çalışmaların içerisine çekerek, tam katılımcı bir anlayışla ve bir plan ve süreç kapsamında kurumsallaşmanın gerçekleştirilmesi gerekir. Üst yönetimden başlanması hayati önem taşımaktadır. Çünkü birçok firmada gözlemlenmiştir ki, üst yönetimin içinde olmadığı bir kurumsallaşma çalışması maalesef yürümüyor. Çalışanların bu sürecin içinde olması da hayati önem taşımaktadır. Çünkü bu sürecin içinde aktif rol almayan çalışan oluşturulan sistemizasyonu benimsemiyor ve uygulamıyor.

Sistemizasyonun kurulması, kurumsallaşma çalışmalarının yapılmış olması da yeterli değildir. Bu dakikadan itibaren ölçme ve izleme metodlarıyla yapılan çalışmaların istenilen sonuçları verip vermediği kontrol edilmeli ve gerekli durumlarda iyileştirmeler yapılmalıdır. Sistemler tekrar tekrar uygulanmalıdır, ta ki bu bir alışkanlığa dönünceye kadar…

Bu bir döngüdür; sürekli üzerinde çalışılması gereken, özellikle firma sahiplerinin sahiplenmesi gereken bir döngü. Bu yapılmadığı takdirde maalesef üzerinde emek, zaman ve para harcanmış hantal bir hiyerarşik yapının ötesine geçmez, geçemez…

Şimdi tüm firma sahiplerine soruyoruz;

Hazır mısınız kurumsallaşmaya? Siz olmadan da işlerin tıkır tıkır yürümesine?

Nilgün Horozoğlu