Bağlılık yaratan şirketlerin 3 sihirli tutumu

Bizim işimiz çalışan bağlılığını yükseltecek bir kültürel altyapı hazırlamak ve tüm ekiplerin bu konuda istekli davranmalarını sağlamak. Üzerinde düşünebilecekleri araçlar sunmak ve bu araçları kullanarak kendi metotlarını ortaya koyabileceklerini anlatmak. Bir şirkete gidip, tanımadığımız bir kültürel ortamda aniden bir çalışan bağlılığı yaratmak değil.

Bu arada birlikte çalıştığımız bazı şirketlerin iyi uygulama örnekleriyle bunu zaten başardıklarını ve bizimle çalışarak yeni açılımlar ortaya koymak istediklerini sevinerek görüyoruz. Onların altın değerindeki bu motivasyonu, iyi uygulama örneklerini yaymak konusunda bizi de motive ediyor.

Her fikirde değer var!
Bağlılık oranları yüksek şirketlerin çok çok iyi yaptıkları bir şey var. Çalışanlara özgürlük alanları yaratmak ve her fikirde bir değer bulmak. Böylece kendilerini işin çok içinde hissetmeleri ve duygusal bağ kurabilmeleri.

Bir örnek vereceğim. Geçtiğimiz aylarda katıldığım bir eğitimde bir motivasyon duvarı hayal edildi. Hangi duvar olsun, girişte mi olsun, toplantı salonunda mı derken duvar seçildi. Sıra o duvar için iyi bir fikir bulmaya geldi. Kimisi tüm çalışanların çocukluk resimlerini koyup “Onlar artık büyüdü” fikrini benimsedi. Bir diğerinden anne babalarımızın fotoğraflarını koyalım diye bir fikir geldi. Bu güzel fikirler uçuşurken, sonradan anne babasını çok küçük yaşta yitirdiğini öğreneceğim bir çalışan şu cümleyi kurdu. “Anne babası olmayan veya yeni kaybetmiş kişiler bu duvara bakıp üzülebilir. Büyük anne ve büyük babalarımızı koysak o duvara. Onların bir çoğu hayatta değil. Hem hepsini de anımsamış oluruz. Onları da oyuna katmış oluruz.” dedi. Fikir coşkuyla kabul edildi. Hemen hayata geçirildi ve bana göre dünyanın en anlamlı motivasyon duvarı, büyük anne ve babaların birbirlerinden çok farklı kültürlerden gelen yüzleri duvarda belirdi. Çok özel bir fikirdi bu. Fotoğrafların bir çoğu aranan kalitede değildi ama fikir çok özeldi. Herkes kendi dede ve ninesinin yanında selfie yapma yarışına girdi ve şirketin sosyal medya adresleri organik gönderilerle mention edildi. Bunu yapabilmek için dijital medyaya ayırdığınız bütçeyi düşününJ

Yalandan işler yapmıyorlar!
Sık sık çalışan bağlılığı araştırmaları, anketleri yapılan şirketler var. Bir takım sonuçlara ulaşıyorlar. Ve ulaşılan bu sonuçlar rapor edilip arşivleniyor. Çalışanlardan işle ilgili duygularını ve deneyimlerini paylaşmalarını istediğinizde ve bunun sonucunda hiçbir şey olmuyor gibi göründüğünde, çalışanlar geri bildirim sürecinden ayrılır. Çalışanların ne hissettiklerini araştırıyorsanız bunu bir sonuca bağlamanız gerekiyor. Sadece onları değil, liderleri de dinleyeceksiniz. Bu iki tarafın görüşlerini, yeterliliklerini hizalamak ve bu hizalanmayı da şirketin değerlerinden ayırmadan yapabilmek sizin ustalığınız olacak.

Geri bildirimlerinin havada uçuştuğunu ve bir anlam ifade etmediğini anlayan çalışan bağlı kalamaz. Sonuçlara eylemlere dönüştürmek ve sonrasında da geri bildirim sahiplerine “Sizden bunlar geldi ve biz bunları yaptık” demek zorundasınız.
Yüksek çalışan bağlılığı oranına sahip şirketlerin yaptığı gibi…

Kaynak sağlıyorlar!
“Senden bunları istiyorum, ama bunları da istiyorum ve tabii bunları da istiyorum.” Net görev tanımları ve hedefler belirlediniz. Bunun karşılığında sağladığınız kaynakların verimliliğinden emin misiniz? Kaynaktan kastım sadece para değil. Bir insanın hayatının sürdürülebilirliği elbette sizinle olan ilişkinizin de sürdürülebilirliği anlamına gelir. Fakat bazıları, çok düşük bir ücret farkıyla işyerini terk ederler. Onları gitmekten alıkoyacak olan kaynaklar harekete geçmediği için.

İyi bir satış pazarlamacıya sağlanacak kaynak, güvenli bir araç, iletişim kurabileceği cep telefonun ve hat ödemesinden ötesidir. Siz onu, entelektüel kaynaklarla da beslersiniz. Şirkete davet edeceği bir müşterinin nasıl ağırlandığından emin olmak da bir kaynaktır. Veya işi gücü bir ofiste olmak olan bir finans uzmanına, gün boyu kullandığı araçların ötesinde nefes alabileceği bir alan yaratmak sağlayabileceğiniz en güzel kaynaktır. Bu bazen iyi düzenlenmiş bir teras olabilir, bazen bir dinlenme odasında ayaklarını uzatıp dinlenebileceği bir kanepe. İstediği kahveyi içebileceği bir otomat bile olabilir.

Daha bir çok örnek var ve bir sonraki yazımızda onlara devam edelim birlikte…

Işık Şerifsoy