Potansiyeli performansa liderler dönüştürür!
4 Şubat 2019
Bağlılık yemini!
25 Mart 2020
Potansiyeli performansa liderler dönüştürür!
4 Şubat 2019
Bağlılık yemini!
25 Mart 2020
Hepsini göster

Sen de buraya gel!

Araştırma sonuçlarını incelediğimizde bir çalışanın işyerine bağlılığını ve sevgisini ölçen en önemli faktörlerden birinin, bir yakınına kendi iş yerinde çalışmayı tavsiye etmesi olduğunu görüyoruz. Seçme ve yerleştirme süreçlerinde çalışanlarının iletişim ağlarından yararlanmak isteyen şirketler, onlardan gelen geribildirimlere bakarak çalışan bağlılığıyla ilgili yüzeysel de olsa bir fikir edinebilir. Açık pozisyonları kendi iletişim grubunda ve sosyal medya hesaplarında paylaşan bir çalışanınız varsa onu izleyin, ekibin en bağlı üyesi o olabilir.

Çalışan tavsiyesi neden önemli?

Hem iş arayan adaylar, hem de aday arayışında olan işverenler için iletişim ağları büyük bir önem taşıyor. Adaylar şirketlerle ilgili geniş bilgi elde edebiliyorlar. Sosyal medyada basit bir arama bile şirketle ilgili yüzlerce yorum ve bilginin önünüzde listelenmesini sağlıyor. Buna rağmen organizasyonun içinden bilgi alıyor olmak aday için önemli. Şirketin vitrini ne kadar mükemmel olursa olsun, kurumsal kültür ve atmosferle ilgili damıtılmış bilgiyi çalışandan alıyorsunuz. “Nasıl bir yer?” sorusuna verilen yanıtın en etkili yanıtı, en basit ve içten olan yanıt: “Mutlaka başvur” ya da “Boş ver ya başka şirket mi yok?”

Çalışanlarınız aracılığıyla kulaktan kulağa yayılan bu saf geribildirim, kurumunuzla ilgili çok önemli bir algı yaratır. İyi veya kötü…

İşveren için adaylarla ilgili tavsiyeler ise bana göre daha kritik.

Çalışanınızdan gelecek tavsiye ile adayın kişisel özellikleri ile ilgili çok daha kısa yollu bir fikir sahibi olabilirsiniz. Dünyanın her yerindeki işverenlerin, şirkette arkadaşları olan insanları işe almak için istekli olmalarının nedenlerinden biri bu…

Diğer neden ise çok daha önemli.

İş yerinde arkadaşlarım var!

Gallup’un 2018 yılında yayınladığı bir araştırmada işyeri arkadaşlıklarının performansa önemli bir etkisi olduğu anlaşılıyor. Çalıştığı yerde çok iyi arkadaşlarının olduğu düşünen insanların bağlılık oranı %63 iken işyerinde arkadaşım yok diyenlerin bağlılık oranları %29. Oldukça dramatik bir fark.

İşyerinde iyi arkadaşlıklar geliştirmeyi başaran insanların bağlılık oranları yükseldikçe, çok değil 10 kişiden sadece 6’sı bile şirkette iyi arkadaşları olduğunu düşünce şirketin karlılık oranı %12 artıyor.

Karlılığın %12 artması, bunun da sürekli olması size neler kazandırıyor bir düşünün.

Araştırmaları bir kenara bırakalım ve kendi duygularımızı gözden geçirelim.

Hayatımızı uyumak, çalışmak ve yaşamak diye üçe bölelim. Günün en az 8 saati birlikte olduğumuz insanların aynı zamanda iyi arkadaşlarımız olduğunu düşünelim. Aynı hedefi paylaştığımız ekip arkadaşımızın, arkadaşça tepkiler veren güvendiğimiz bir insan olduğunu hayal edelim.

Sizce de iyi bir his değil mi?

Bu iyi his, şirkete duyduğunuz ortak güvenle birleşerek  sizi yataktan daha enerjik kaldırır. Hafta sonu bir kahve içmek için arkadaşlarınızla buluşmaya gideceğiniz hissi, çalışmayı keyifli hale getirir.

Keyifli yapılan bir işin sonuçları da keyiflidir.

Bu sonuçlar bağlılığa, performansa ve kazanca etki eder.

Endüstri 4.0 çağı başladı, robotlar hayatımıza girdi ama bu, bizi bir robot haline getirmiyor. Tam tersi, insani duyguların, tepkilerin ve insana özel duyuların önemi artıyor. Kazancınızı artırmak için sadece yeni pazarlar yaratmanız yetmez. Çalışanlarınızın oluşturduğu pazara bir de bu gözle bakmayı deneyin.

Işık Şerifsoy